Hollanda'nın başkenti ve en yüksek nüfuslu şehir olan Amsterdam'ı 3 saatte geziyorum size hedef rotayı çiziyorum. Sizin de zamanınız kısıtlı ise lütfen bu blog yazımı okumanızı tavsiye ederim.
Bu gezimde sizi Amsterdam'a götürüyorum ama Fransa'dan hareket edeceğiz seyahatimize. Bu gezimiz benim için 3 saatte sürdü çünkü aynı gün gidip tekrar trenle döndüm. Şehre vardığınız zaman yapacağınız herşeyi merak etmeyin hem yazıma sığdırmaya çalıştım hem de youtube videoma göz atarsanız size Amsterdam'ı gezmeniz için yaptığım özet programı izleyerek seyahat planınızı organize edebilirsiniz.
Paris'ten Gare Du Nord tren istasyonundan SNC trenlerine biniyoruz. SNC trenleri hızlı trenler. Hız ve saat bilgisi vermiyorum çünkü yerine göre bu sefer hızları değişebiliyor. 2.5 yada 3 saatte bazen de 3,5 saatte ulaşabiliyorsunuz. Aynı şekilde Belçika'ya da gidebilirsiniz. Biletlerini online olarak alıyorsunuz. Kağıtların çıktılarını yanlız almanız grekiyor çünkü üzerinde Barkod bulunuyor. Sefer saatleri ile ilgili her iki yönlü olarak şunu söylemek istiyorum. Diyelim sabah 06:00 'da treniniz kalkacak ve siz istasyona gittiğinizde saat 05:55 ve ortada tren yok. Hiç endişelenmeyin. Bu trenler aynı metro gibi çalışıyor. 05:58 de tren gelir ve gelen yolcular indikten sonra giden yolcular trene alınır. Hiç bir bekleme olmadan trenler hareket eder. Yani eğer siz 1-2 dakikalık bir gecikme ile terminale ulaştığınızda %100 treni kaçırmış olursunuz. O nedenle hareket saatinden önce mutlaka istasyonda olun. 15 dakika öncesinde olmanız peronu bulup beklemeye geçmeniz için yeterli olacaktır.
Barkod kağıtlarınızı Amsterdam tren garından çıkana kadar sakın atmayın. Amsterdam'a ulaştığınızda tren garından çıkarken kapılardan geçmek için bu barkodu okutmalısınız. Birde gar çıkışında tren biletinizi hollanda polisi kontrol edebiliyor. Eğer atmış olursanız ciddi sıkıntı yaşarsınız.
Amsterdam su üzerine kuruludur ve Hollandalılar her zaman suya karşı koymanın bir yolunu bulmuşlardır. Su aslında Hollanda'nın geneli için bir problem ama konumuz bu değil ve buna değinmek istemiyorum. Bununla ilgili su tehdidini anlamak için Hollanda'da değirmenleri mutlaka ziyaret etmelisiniz. Amsterdam'da bir kanal turu ekstra özel ve keyifli tatil deneyimi edinmenizi sağlayacaktır. Amsterdam kanallarında gezinmek şehri keşfetmenin en unutulmaz yoludur. İlk kez Amsterdam'ı ziyaret ediyorsanız bu deneyimi mutlaka edinmelisiniz. Bazen belediye çalışmalar yaptığı için kanalın güzergahları değişebiliyor. Ama şunu diyebilir Amsterdam'ı her tekneyle gezdiğinizde çok farklı keşfedilmemiş yerleri göreceksiniz. Bu nedenle çok keyifli bir etkinlik diyebilirim. Mutlaka denemelisiniz.
Tren istasyonundan çıktıktan sonra karşınıza tramvaylar çıkacak. Bu tramvaylara da bilet alıp şehri tramvay ile gezebilirsiniz. Ben ilk gittiğimde her hangi bir tramvaya binip gittiği son durağa kadar gibip sonra tekrar geri dönmüş ve bir çok yeri görme imkanı bulmuştum. Aynı zamanda turistik olmayan şehrin lokal insanlarının yaşadığı yerleri de görüyorsunuz. Tramvaya binmez iseniz tramvay yolunu solunuza alarak, aşağıdaki resimde olduğu gibi yürürseniz 10 dakika sonra DAM MEYDANI'na ulaşım sağlayabilirsiniz.
Dam meydanına doğru yürürken insanların patates kızartması kuyruğuna girdiğini görüyorsunuz. Beiz de hemen kuyruğa giriyoruz ve 5 € ile 10 € arasında değişen paket boyutundan birini sipariş verip alıyoruz. Her ülkenin farklı bir sokak lezzeti olayı var. Ben yerel tadları denemekten ve sokak büfelerinden yemek yemeyi seviyorum.
Bir de Surinam mutfağını mutlaka denemelisiniz. Surinam, Hollanda'nın en eski kolonilerinden biri. Yerel tadları siz de benim gibi tadmaktan zevk alıyorsanız Surinam mutfağını mutlaka tadın. Benim bu mutfak içinde biraz bizim lezzetlere de benzettiğim ve severek yediğim yemeği Kip Kerrie. Aşağıdaki resimde içinde taze fasulye ve soğan olan bir de kendine özgü baharatı ile servis ettikleri yemeği görüyorsunuz. Biraz bana sanki Adana işi gibi geldi çünkü yanında cin biber de veriyorlar.
Amsterdam Red Light District, yanınızda çocuklarınızla gidemeyeceğiniz sokakların olduğu yerdir. Burada bulunan kırmızı ışıklı ve camekanlı evlerde seks için çalışan kadınların olduğunu göreceksiniz. Burada bu şekilde çalışmaları legal çünkü devlete vergi ödüyorlar. Fuhuş dünyanın her yerinde kapalı kapılar arkasında gerçekleşse de Amsterdam'da legal olarak gerçekleşiyor. Bu bölgede seks tiyatrosu ve striptiz kulüpleri bulunmaktadır. Eskiden bu bölge oldukça güvensizdi. Yankesiciler ve uyuşturucu satıcıları ve bir çok serseri tipler vardı. Ancak son zamanlarda rahatça gezilebilir bir yer oldu. Özellikle son on yıldır biraz daha güvenli diyebilirim. En azından gündüz için bir tehlike olmadığını söyleyebilirim.
Bölgede en eski +18 olan seks tiyatrosu Casa Rosso olarak bilinmekte ve tiyatroya kadın erkek beraber girebiliyorsunuz. Redlight Sokaklarında yürürken her hangi bir polis kontrol noktası yok. Dolayısıyla yaş sınırlaması da yok. Hollanda'da genel olarak uyuşturu konusunda bir sınırlama yok. Ama uyuşturucu içilen yerlere ufak çocukların girmesine ve hatta tuvaletleri kullanmasına dahi izin verilmiyor. Redlight sokaklarında bazı turistler çocuklarıyla yürüyor, tabi bu o ailelerin tercihi ama asla küçük çocukların yetişkin dükkanları ve yetişkin eğlence mekanlarına girişine izin verilmemektedir.