Gelibolu ve Çanakkale'de gezilecek yerler listesini sizler için düzenleyip 2 günlük gezi rehberi oluşturdum. En önemli yerleri beraber gezeceğiz.
İstanbul’da yaşayanlar için yakınlarda gezilip görülmesi gereken yerlerin en başında geliyor Gelibolu. Metropol keşmekeşinden kurtulmak için bir nedenimiz oldu ve güzel bir program yaptık. Türkiye’nin tarihi, doğal ve kültürel rotalarından biri olan Çanakkale şehrine doğru yolculuğumuz başlıyor. Gelibolu Yarımadası, Çanakkale Boğazı ile Saroz Körfezi arasında yer almaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa Kıtası’nın güney-doğusundaki son kara parçası. Gelibolu ismini, iyi ve güzel şehir anlamına gelen Galli Polis‘ten alıyor. Tarih boyunca Lidyalılar, Persler, Spartalılar, Makedonyalılar, Bergamalılar, Romalılar, Bizanslılar bu topraklar üzerinde hakimiyet sürmüş ancak son olarak Türklerin hakimiyetindedir. Bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış Gelibolu stratejik öneme de sahiptir.
Gelibolu’nun yaşayan efsanesi Bayraklı Baba… Çanakkale’nin Gelibolu ilçesindeki Fener Tepesi’nde üzeri yüzlerce bayrakla donatılmış bir türbe bulacaksınız. İşte bu türbede öyle bir yiğit yatar ki, KARACABEY. Karacabey, Osmanlı Donanması’nda bayraktarlık yapmış biridir. 1410’da düşmanla karşı karşıya gelen ve direnen Karacabey, düşmana bayrağı teslim etmek istemez. Çünkü bayrak namustur. Bayrağı paramparça eder ve yutar. O esnada takviye kuvvet gelir ve düşman uzaklaştırılır. Gelen kumandan sancağı sorduğunda, parçalayıp yuttuğunu söyler. Kumandanın kendisine inanmadığını görünce de midesini bıçakla yarıp kanlı bayrak parçalarını çıkartır. Beni buraya gömün ve üzerimden bayrak eksik olmasın der ve şehit olur.
Müzede, Gelibolulu olduğu bilinen ünlü denizci Piri Reis’i tasvir eden büstler, tablolar ve haritaları yer almaktadır. Müze Gelibolu Kalesinde yer almaktadır. Gelibolu kalesi Gelibolu’nun korunması için 711 yılında yaptırılmıştır. Müze Gelibolu’nun tam merkezindedir. Müze girişi ücretsiz. 2 katlı yapının giriş katında bir çember içinde su bulunuyor ve dar merdivenlerden yukarıya çıkıyorsunuz. İçerde resim tabloları var. Çok fazla doküman ve bilgi yok. Gemi maketi bulunuyor ama o dönemi anlatan bir şeylerin olmasını çok isterdim. Bizim beklentilerimizi çok karşılamadı açıkçası.
Çanakkale… Yaşamla ölümün iç içe girdiği bir savaş alanı… Gündüzle gecenin, doğruyla yanlışın ayırt edilemediği Çanakkale.. Çanakkale Savaşı, tüm savaşlardan daha başka bir mücadeleye sahne oldu... Gelibolu Savaş Müzesi ; tarihin belki de en büyük kahramanlık öykülerine tanık olan bir savaşın , Çanakkale Savaşı’nın izlerini ve saklı kalan yönlerini anlatmak için kuruldu. Müzede 7000’den fazla eşya sergilenmektedir. Gelibolu Savaş Müzesi tüylerinizi diken diken edecek bir atmosferle haftanın 6 günü, 09:30 ile 19:00 saatleri arasında ziyaretçilerini kabul ediyor.
Burası 1915’te karargâh olarak kullanılmıştır. Yarbay Mustafa Kemal 19. Tümen Komutanı olarak geldiği Bigalı köyünde 19-25 Nisan arasında bu evde kalmıştır. Müze'de Mustafa Kemal Atatürk'e ait kişisel eşyalar ile tarihi belgeler sergileniyor. Ev 2 katlı. Bize Selanik'teki Atatürk Evi'ni anımsattı. Eve giderken Bigalı köyünden geçeceksiniz. Eve yaklaşırken sokakların Türk Bayrakları ile donatılmış olduğunu görecekseniz. Atatürk'e ait savaş planları evde sergilenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün askeri planları çizerken ki balmumu heykelini görmeniz gerçekten sizi çok etkileyecek. Sokağın girişinde de bölgeyle ilgili hediyelik eşyalar satılmakta. Fiyatları cüzzi olduğu için hem de bölge halkına ekonomik destek sağlamanız açısından buralardan alışveriş yapmak size keyifli bir anı bırakacaktır.
Gelibolu’daki 8600 metrekarelik Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi‘ne uğradığınızda tarihi daha net kavrayabileceksiniz. Tarih burada ileri teknoloji simülasyonlarla yeniden canlanıyor zira bağrıma hançer gibi Atatürk'ümü eksik anlatarak ve de yok saymışcasına anlatarak. Çanakkale turu yapıyorsanız buraya uğramadan gitmemelisiniz ha ben bir daha gitsem uğrar mıyım. Hayır. Ben artık Atatürk'ün olmadığı hiç bir unsuru kabul edemiyorum. Benim için Bayrak ve Atatürk, hayatımda olmaz sa olmazlardan ve kırmızı çizgim. Burayı bir V gibi düşünürseniz “v” nin bir ucu Conk bayırı diğer ucu ize Anzak Koyu. İçerisinde müze ve bir sinema gösteri bölümü var. Müze 2 katlı. Zira Gelibolu merkezdeki müzeyi buraya tercih 100% ederim. Youtube Videolarımda görebilirsiniz. 5 er dakikalık değişik salonlarda video gösterim izliyorsunuz. Bazı bilgilerde hata var. Mesela Seyit Onbaşı'nın vurduğu gemi Bouvet değil Ocean. Bir de Mustafa Kemal Atatürk'ün adı o kadar az geçiyor ki. Sanki Atatürk'ü değil de başka insanları bilerek ön plana çıkarmışlar. Tarihi bildiğim için benim puanım bu gösteri için 10 üzerinden 1 veriyorum. Oda emek için veriyorum 1puanı. Zira Mustafa Kemal ATATÜRK olmasaydı Çanakkale savaşı kazanılamazdı. İçim kan ağlayarak ve de gözümden yaşlar dökerek Atatürk'üme layıkıyla yer vermeyen bu müzeden hızlıca ayrılıyorum.
Çanakkale Savaşlarının yoğun olarak yaşandığı yerlerden biri de Conkbayırı. Burada yaşanan Conk Bayırı Muharebesi 7 Ağustos 1915 tarihinde başlar. Anzak ve İngiliz birlikleri, Türk mevzilerine taarruz ederler. 10 Ağustos 1915 tarihine kadar süren kanlı bir muharebedir. Conkbayırı, savaş süresince kuzey hattının en önemli tepesi olmuştur. Atatürk'ün saatinden vurulduğu yer olarak da biliyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1915’te Conkbayırı Süngü Taarruzunu yönetirken bir şarapnel parçası göğsüne isabet eder. Sağ göğüs cebinde bulunan cep saati sayesinde kaçınılmaz bir ölümden kurtulmuştur. Olayın yaşandığı yere Conkbayırı Atatürk Anıtı inşa edilmiştir.
57. Alay’ın 261 Rakımlı Tepe’ye taarruzundan önce Mustafa Kemal, şu emri vermişti: “Size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka güçler ve komutanlar gelebilir.” Mustafa Kemal’e göre, bu olağan bir taarruz değil, herkesin başarılı olmak ya da ölmek azmiyle harekete mecbur olduğu bir taarruzdu. Gerçekten 57. Alay’ın büyük çoğunluğu şehit olmuştu. Ancak Mustafa Kemal’in bu tarihî kararı sonucunda, Anzak güçleri hedeflerine ulaşamadılar. Arıburnu Cephesi’nde Anzaklara karşı savaşan ve ne yazık ki, hepsi şehit olan 57. Alay komutanları, Mustafa Kemal’le birlikte Çanakkale’de bir efsane yazmıştı!
2000 yılında Avusturalya ve Yeni Zelanda Başbakanları tarafından Anzak Koyu Tören Alanı açılışı yapılmıştır. Buranın gerçek adı Arı Burnu Koyu’dur. Burada bulunan Anıt Duvar’da savaşın kısa bir öyküsü anlatılmaktadır. Anzak koyunun bitiminde,üzerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında yazdığı ve dönemin İçişleri Bakanı ile duyurduğu evrensel mesajın yazılı olduğu kitabe ile karşılaşırız.Kitabede İngilizce olarak yazan yazının Türkçe olarak anlamı: “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükut içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz! Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” yazmaktadır.
Bir İngiliz yazar, o günkü Arıburnu taarruzları için şöyle demekteydi: “Müttefik devletler için harekâtın en kötü rastlantısı, bu deha sahibi küçük rütbeli (Yarbay Mustafa Kemal) Türk komutanının tam o anda, o noktada (Conkbayırı) bulunmasıydı. Çünkü aksi takdirde, Anzak Kolordusu pekâlâ o gün Conkbayırı’nı ele geçirebilirdi. Savaşın kaderi o anda belli olurdu.” Savaşın kaderini değiştiren kişi, Gazi Mustafa Kemal’di! Atatürk'tü. Anzak koyuna vardığınızda Arı Burnu tam yukarınızda kalacak. Kafanızı kaldırdığınızda resimdekinin aynısını hemen göz hizasında göreceksiniz. Ayrıca Con Bayırı tarafına gidenler için yol güzergahında Arı Burnu Yarları diye bir tabela çıkacak. Araçla değil ama kalabalık bir grupsanız yüreyerek bu tepeye ulaabilirsiniz. Engerek yılanlarına dikkat edin !
Seyit onbaşının kahramanlığını bilmeyen yoktur. Seyit Ali Çabuk, bilinen ismi ile Seyit Onbaşı veya Koca Seyit, 1889 yılının Eylül ayında Balıkesir'in Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya gelmiştir. Seyit onbaşı gibi bir ecdadım olduğu için çok mutlu ve gururluyum, böyle bir milletin böyle kahraman bir ecdadı olması tesadüf değildir. Kilitbahir Kalesi'ni geçtikten hemen sonra sağ taraftaki tabeleyi izleyin. Yukarı doğru çıktığınızda Ertuğrul Tabyasına varacaksınız. 2 numaralı topun olduğu yerde Seyit Onbaşı'nın da temsili heykelini göreceksiniz. Hikayesini videomun içinde bulabilirsiniz. Çıkartma öncesi yoğun bomba atışlarına uğrayıp 60 kişiyle 3000 kişiye 32 saat direnen kahramanlarımızın destan yazdığı tabyamızdır Ertuğrul Tabyası. Düşmana tek ateş açan toplar burada olduğundan bütün gemiler 25 Şubat 1915 tarihlerinde Ertuğrul Tabyasını yoğun bombardımana tutmuşlardır.
Çanakkale’ye giden hemen hemen herkes mutlaka uğramalı buraya. Şehitler abidesi Morto Koyu önünde Hisarlık Tepesinde yer almaktadır. Türk askerlerinin anısına yaptırılmıştır. Buradakki anıta gittiğiniz Meçhul Asker'in mezarını da burada göreceksiniz. Çanakkale boğasının ilk giriş noktasıdır. Anadolu sahillerini en yakın buradan izleyebilisiniz. Ayrıca Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki en güneyinin son noktasıdır. Buraya kadar gelmişken yakınlarında bulunan "İlk Şehitler Anıtı" ve "Seddülbahir Cephane Şehitliği" ni görmeden gitmeyin. 3 Kasım 1914 İtilaf Devletleri donanmasının bombardımanında Seddülbahir Kalesi’nin cephanesi patlar. Patlama sonucu ölen Tabya askerlerinin toplu olarak defnedildikleri şehitliktir.
Düşmanın çıkartma yaptığı en büyük koydur. Atmosfer inanılmaz etkileyici. Düşmandan kastımız İngilizler. Hani bunu her seferinde hatırlayalım da asıl düşmanımızın bu günlerde dost gibi görünen Amerika ve İngilizler olduğunu da hiç unutmayalım. Aslında buraya Ölüm Koyu da demek garip olmaz. Buradaki sığınakları gördüğünüzde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Binlerce insan burada ölmüş. Morto kelime İtalyanca bir kelime. Anlamı ise ölüm demek. Aynı kelime Fransızca’da Mort, oda ölü demek. O yüzden bence de burası Ölüm Koyu olarak anılsa daha doğru olur gibime geliyor.