Brüksel gezilecek yerler olarak oldukça güzel meydan ve sokaklara sahip bir Avrupa şehri.
Evet Brüksel'e gittik ve neden bu şehre gittik. Öncelikle şunu söyleyelim TALLY trenleriyle 2 saatte Belçika'ya gidebiliyorsunuz. Paris'ten bindiğimiz trenle Brüksel'e 2 saati aşan bir sürede ulaştık.
Biz bu trenle Amsterdam'a da gittik. Anvers, Düsseldorf, Köln ve Lille'e de bu trenlerle gitmek mümkün. Fransa raylı ulaşım sektöründe çok gelişmiş bir ülke olduğu için komşularına ulaşım konusunda sorun yaşamıyorsunuz. Bu gezimiz sabah Paris hareketli ve akşam tekrar Paris'e dönüşlü günü birlik Brüksel gezisi.
Küçüklüğümüzden günümüze hatırladığımız çizgi roman kahramanı TenTen bu ülkeden çıkma ve onun bulunduğu müzeyi ziyaret etmek istedik. Aynı zamanda RedKit var. Mesela hepiniz Amerikalı bir kovboy olarak biliyoruz onu. Fakat aslında Belçika'da yaratılmış bir çizgi roman kahramanı. Peki ya Şirinler ? Onların da Belçika'da yaratıldığını biliyor muydunuz ? Brüksel şehrine yakın iki havaalanı var. Zaventem (12 km uzaklıkta) ve Charleroi (55 km uzaklıkta). Bu havalimanları ile şehre tren, otobüs, taksi ve kişisel araba ile girebilirsiniz. Biz Frans Paris üzerinden trenle yolculuk yaptğımız için bu seçenekleri kullanmadık. Zaten trenden indiğimizd direk şehrin içindeki tren istasyonunda bulduk kendimizi. Brüksel güvenli bir şehir ve insanları kültürlü, bu yüzden dolaşmak da bir o kadar zevkli. Yine de, Brüksel'in gözde mekanlarını görmenin en iyi yolu turistler için iyi bilinen Hop-on Hop-off Otobüsleri.
Brüksel Kartı Kesinlikle satın almaya değer. 30'dan fazla müze ve anıtın ücretsiz giriş, rehberli turlarda indirimler ve hatta mağazalarda, restoranlarda ve barlarda indirimlerden yararlanabilirsiniz. Bütün bunlardan sadece 22 € karşılığında yararlanabilirsiniz.
Belçika bir bütün olarak çikolata ve birasıyla en iyi şekilde bilinmektedir. Sokak dükkanların çoğunda bir sürü yani abartmıyorum ama 200'den fazla çeşit bira görebilirsiniz. Bir de patates kızartmalarını mutlaka deneyin. Sokaklarda patates kızartması yiyerek dolaşmak çok keyifli.
Brüksel tarihinin temsili olmak için yüzyıllar boyunca dikilmiş zarif bir şehir meydanı. Hemen hemen tüm binaların tarihi bir önemi vardır ve Hotel de Ville (Belediye Binası) bugün hala kullanılmaktadır. Grote Markt olarak bilinen bu meydan Brüksel'in merkezi meydanıdır. Meydan, Brüksel'deki en önemli turistik yer ve şehrin simgesidir. Burayı gündüz değil de gece ziyaret ederseniz harika bir ışıklandırmasının olduğunu göreceksiniz. Etrafta her türden yiyecek bulabilirsiniz. Bütün yollar meydana çıkar diye tabir edeceğimiz bir nokta burası. Bir de unutmadan şunu söyliyim. Sokaklardan inanılmaz çikolata kokuları geliyor.
Grand Place'den sadece birkaç dakika mesafede olan Peeing Boy veya Manneken Pis ünlü küçük bir heykel. Yerliler bu bronz çeşmede birçok şenliği kutlar ve bu küçük arkadaş için 700'den fazla kostüm vardır. Brusselans, dünyanın birçok ülkesinden yılın birçok etkinliğini kutlarken onu giydiriyor. Belçika'da işeyen çocuk heykelini de gördükten sonra Çizgi roman müzesine ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Müze ziyaretimiz video'nun son bölümünde.
TenTen'in yaratıcısı Georges Remi 1907 yılında Brüksel’de doğmuştur. 22 yaşındayken yani 1929 yılında TenTen ve Milou (TenTen’in köpeği) karakterlerini yaratmıştır. Tenten müzesi Brüksel'e gittiğinizde uğramanız gereken yerlerden biri. Hele ki bizim gibi çocukluğundaki çizgi film kahramanlarını unutmayanlar için geçmişe bir yolculuk. Eğer çocuğunuz da yanınızdaysa benim gibi o yolculuğa birlikte çıkabilirsiniz. Redkit ve şirinleri de unutmayalım. Onları bu müze içerisinde göreceksiniz. Peki köpeğinin adını hatırlayanınız var mı ? Eğer yoksa da hatırlatayım. "Milou "
Rue des Boucher sokağında Brüksel'in balıkçı restaurantlarının yan yana dizldiğini göreceksiniz. Burdaki resaturantların çoğu Tunuslu, Faslı, Lübnanlı göçmenler tarafından işletiliyor. Resturantlar daha çok Akdeniz mutfağı menüsüne sahip. Ama mideye yemek istiyorsanız Chez Leon ve Aux Armes de Bruxelles size önereceğim iki midyeci. Chez Leon biraz daha ucuz fiyatlı. Ama Aux Armes de Bruxelles biraz da lüks ve fiyatlı bir restaurant. Bu arada bu iki midyeci de Grand Place meydanına çok yakın.
Sizi şimdi de cam tavanlı şık bir alışveriş merkezine götürüyorum. Üç pasjdan oluşan bir alışveriş merkezi burası. 19. yüzyılın ortalarında burası tamamlanmış ve 200 metrelik cam tavanı ile gerçekten çok şık bir mimari. Galeri turistik açıdan da çok ziyaretçi çekiyor. Buranın önündeki dükkanlarda kahve içip çikolata keyfi yapabilirsiniz. Brükselin bir çikolata şehri olduğunu bilmeyeniniz yoktur herhalde. İşte Galeries Royales Saint Hubert’in içerisinde bir çok çikolata dükkanı göreceksiniz. Yiyemiyorsanız bile göz zevki ziyafeti çekebilirsiniz. Şimdi gelelim benim kişisel deneyimlerime göre Brüksel çikolatacılarının yorumlarına.
Eğer turistseniz memlekete dönerken böyle janjanlı hediyeler getirmek istersiniz hepiniz. İşte bol janjan bol kandırmaca. Leonidas, en kalitesiz ama en janjanlı çikolata alacağınız yerdir. Hatta bazı dükkanlarda farklı ülkelerden getirilen çikolataları da satıyorlar. Paketin arkasına bakın. Eğer bizim ülkemizde yediğiniz lezzete yakın çikolata arıyorsanız Cote d'Or çikolatalarını size öneriyorum. Ama lüks birşeyler arıyorsanız ve kalite en tepe noktada olsun diyorsanız bas bas paraları diyorum ve Corné Port-Royal tek seçeneğiniz. Hubert içerisinde de bir dükkanları var. Bol Euro ile gitmeniz tavsiye olunur. Söylemeden geçemeyeceğim, bu çikolata mağazalarının her birinin dekorasyonu bir birinden de güzel. Godiva da var ama ben kendi kişisel tepkimden dolayı bu marka ürüne hiç bir paramı harcamamaya yeminliyim. Size bişey demiyorum. Denemek denemek size kalmış. ☺