Fransa'nın güneyinde bulunan ve Akdeniz'e kıyısı olan filmlere konu olmuş liman kenti Marsiya'yada (Marseille) size rehberlik edeceğim.
Cote d'Azur bölgesine bir iş gezisi için gittiğimde Marsilya bu bölgernin baş şehri olduğu için ziyaret etmek istemiştim. Marsilya bir liman şehri. Gemi turları ile de buraya gelen çok fazla turist var. Aynı zamanda Akdeniz'in en büyük limanına sahip. Ancak baştan söyleyeyim Marsilya diğer Fransız şehirlerine benzemiyor. Sokaklar bana pis, çöp içinde, binalar eski, yerleşim dağınık ve nüfus olarakda göçmen nufusun bol olduğu bir yer gibi geldi. Dolaştıkça hiç yanımladığımı da anladım. Marsilya için çok muhteşem şeyler beklemeyin derim. Hele ki bazı yerler sanki Fransa değil de bir Asya ülkesine gitmişsiniz gibi hissetirecek sizi. Hintlisi, Çinlisi, Asyalısı ve Güney Afrikalısı bol. Gece sokakların çok da tekin olduğunu düşünmüyorum.
Şato İf Adası üzerinde bulunuyor. Alexander Dumas'ın ünlü romanı Monte Kristo Kontu'ndan sonra burası daha bir popüler olmuştur. Hatta artık akıllardan çıkmayacak kadar ölümsüzleşmiştir diyebiliriz. Marsilya'yı denizden gelecek işgallere ve saldırılara karşı Chateau d'if inşa edilir ama gelgelim ki Marsiya'nın başına asla böyle bir şer gelmez. Şato daha sonradan 19. yüzyılda hapishaneye çevrilmiştir. Buraya giden teknelerle erken saatte bir yolculuk yaparsanız gezmezi oldukça keyifli. Benim Marsilya'da en çok görmek istediğim hatta gittiğimde ilk yaptığım gezi İf Şatosu gezisi olmuştu.
Burası 1848 yılında inşa edilmiş.Marsilya diğer Fransız şehirleri gibi değil. Banliyo tarzında bir şehir ama bu tren istasyonunun mimarisi çok güzel ve ilgi çekici. Ancak etrafında çok sayıda evsiz var. Çevresi o kadar da temiz değildi. Geceleri bu yapı etrafında bulunmak sanırım pek de güvenli bir yer değil gibi görünüyor. Yani bina içine girdiğinizde ama kendinizi Bangladeş'e gelmiş gibi hissediyorsunuz. Gerçi Marsilya sokakları içinde aynı şeyi diyebilirim. Eğer trenle geliyorsanız buradan inme yada binme dışında bir alternatifiniz yok.
Burası eski Fransız filmlerine konu olmuş bir liman. Bende izlediğim filmlerde hep görmüştüm. Gelip canlı görmek çok inanılmaz. Marsilya'da bulunma nedenim bu alanı görmekti. Heyecan verici. Meydanda metro durağıda var. Metro ile Marsilya içinde dolaşabiliriz. Canebière caddesinin sonunda bulunuyor eski liman. Eski çağlardan beri doğal liman olan bu liman Marsilya'nın da en popüler yeri ve insanların buluşma alanı. Google Maps üzerinden bakacak olanlar Viex Port olarak aratabilirler.
Eski limanın ordan sırtınızı denize dönüp yukarıya doğru baktığınızda tepede görünün yer Notre Dame de la Garde bazilikası. Marsilya'nın en önemli dini yapılarınndan ve 19. yüzyılda 1853-1864 yılları arasında inşa edilmiş. Henri-Jacques Espérandieu katedrali neo-bizanz tarzında tasarlamış. Burası Marsilya'nın en yüksek tepesinde bulunduğu için katedrali ziyaret ettiğinizde muhteşem bir manzara göreceksiniz. Eski liman muhteşem görünüyor. Tam film karelik resimlik görüntüler var. Burada dini törenler ve kültürel etkinlikler yapılıyormuş. Günümüzde de aktif olarak kullanılıyor. 15 Ağustos Meryem Ana'nın Göğe Yükseliş Töreni burada yapılıyormuş. O tarihte burası çok kalabalık oluyormuş.
Eski limanın hemen kenarında bulunuyor. Turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerdir. 1660 yılında Louis XIV tarafından inşa ettirilmiştir. Saint Jean Şovalyeleri burada konaklıyormuş kale de adını onlardan almış. Halk isyan ederse diye yaptırılmış bir kaleymiş.
Marsiya'yı orjinal haliyle görmek istiyorsanız burayı ziyaret edin. Yazımın en başında da belirttiğim gibi Marsilya, Fransız şehirlerin biraz farklı. Le Panier bölgesi ise çok çok farklı. Küçük dükkânlar, barlar, restoranlar, sıra dışı sokak sanatlarında yürürken duvarlarda grafitileri göreceksiniz. İtiraf edeyim ki bazı grafitelere hayran kaldım. Eski limanın oraya kıyasla bakıldığında buralar daha güvenli geldi bana. Yemek yemek için buralardaki mekanları tercih edebilirsiniz.
Zamanım yoktu içeriye giremedim, sadece dışardan görebildim. Güzel mimarisiyle etkileyici bir bina. Limanın yanında yer aldığı için yürüyerek ulaşım sağlayabilirsiniz.
Güzel bir cadde burası. Mağazaların arasında dolaştık ama çoğunlukla yukarı baktık. Sokağın mimari güzelliğini sevdik. Binalar çok çekici, hatta zarif mimarileriyle büyüleyici. Pencereler, balkonlar, yarattığı tüm atmosfer sokağı ziyaret etmeye ve yollarında yürümeye değer.
Marsilya'da ulaşım ile ilgili sorun yaşamazsınız. Metro da var otobüsle ulaşımda. Yemek konusuna gelirsek köfte dahil her ülkenin yemeğini Marsilya'da bulabilirsiniz. Ancak bir Akdeniz şehri olduğu için lezzetli deniz mashülü ürünleri yemenizi tavsiye ederim. Özellikle eski limanın olduğu yerde çok güzel restaurantlar var. Fiyatları öyle abartılı değil. Zaten öğle yemek saatinde bir çok çalışanın da buralara geldiğini görüyorsunuz. Bizim BODRUM'da olsa böyle yerlerde yemek yiyemezsiniz pahalılıktan dolayı ama burada 15 Euro'ya başlangıç ana yemek ve içecek şeklinde 3'lü yemek menüleri var.