Ankara'da bir gün gezilecek yerler neresidir diye merak ediyorsanız bu yazım tam da sizin işinizi görecek. Sizler için bir günde Ankara turu yaptık ve birçok önemli yerlerini gezdik.
İstanbul yaklaşık 4,5 saatte ulaştığımız Ankara’da biz Tandoğan meydanına yakın bir otelde konaklamayı tercih ettik. Bunun asıl nedeni otelin Anıtkabir’e yakın olmasıydı. Öyle ki yürüme mesafesinde Anıtkabir’e ulaşabildik. Sabah Ankara’ya vardığımız ilk iş Anıtkabir’i ziyaret etmek oldu.
Anıtkabir 750 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edilmiştir. Gün boyu yerli ve yabancı birçok insan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü mezarı başında ziyaret ediyor. Biz de bu ziyaretimizi gerçekleştirdik. İsmet İnönü’nün mezarı da burada bulunuyor. Ardından Anıtkabir içinde bulunan müzeyi ziyaret edip bilgisayar ortamındaki anı defterine de duygu ve düşüncelerimizi yazıp ayrılıyoruz.
Tandoğan meydanında bulunana otelimizden Kızılay meydanına yürüyerek 10 dakika içerisinde ulaşıyoruz. Dileyenler bu güzergahta bulunan metro hattını kullanmayı tercih edebilir. Maltepe ve Kızılay olmak üzere 2 metro durağıyla meydana ulaşmanız mümkün. Ancak biz caddeleri görmek istediğimiz için pek yer altına inmeyi tercih etmedik. Zira yol boyu küçük dükkanlar ve Ankara’nın havasını hissedebileceğiniz mekanlar bulunuyor. Bunları izleyerek ve kendi aramızda sohbet ederek ilerlerken Anadolu Ajansı binası da karşımıza çıkıyor. Tv haberlerinde hep duymaya alışığız Anadolu ajansı diye. İlk defa yakından binasına şahitlik ediyoruz.
Kızılay meydanı geniş bir meydan. Kafeler, kitapçılar, AVM, güzel vitrinlere sahip mağazalar; meydanda bir çok satıcı ve hareketlilik bizi karşılıyor. Ne yalan şöyleyeyim yıllar önce öğrencilik yıllarımdaki Ankara, bu meydanda kalabalıktan hiç ödün vermeden yoluna devam etmiş. Gençlik yıllarımızda ASPAVA olarak bilinen yemek yerleri vardı. Burayı arıyoruz.
Bizim zamanımızda ucuz yemek yerleriydi. Birine geçip oturuyoruz ancak gelen fiyat listesini görünce birazcık tedirgin olduk. Ne yazık ki yemek yemeden ortamdan ayrılmak durumunda kaldık. Tercihimizi daha uygun fiyatlı yemek yiyebileceğimiz farklı bir yerde kullanıyoruz. Bu cadde üzerinde bolca kitapçılar görmeniz mümkün. Hala öğrenciler tarafından tercih ediliyor ve Ankara’nın kültür noktalarından biri diyebiliriz.
Yemek sonrası Ankara Kalesi’ne ziyaret etmeyi hedeflemiştik. Ankara Kalesi içi bir restorasyon geçirmek. Burada bulunan eski evler belediye tarafından yenileniyor. Yenilenmeye devam eden etapları ve yenilenmiş olan ziyarete açık 1. Etabı geziyoruz. 1. Etapta dükkanlar, mağazalar, kahve içebileceğiniz mekanlar bulunmakta. Turistik olarak düzenlenmiş bu kale içinin dışında da yemek yiyebileceğiniz yerler mevcut. Bu alana yakın Anadolu Medeniyetleri Müzesi var. Yürüme ile 5 dakika ulaşabilirsiniz.
Hitit uygarlığına ait eserleri ve Anadolu’da kurulan medeniyetlere ilişkin bazı eserleri burada görebilirsiniz. Müzeye girişte Müze Kart geçerli olup ücretsiz olarak müzeyi gezebilirsiniz.
Müzeden, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ne doğru yola koyuluyoruz. Burası bir zamanlar siyasi suçların yattığı ve Deniz Gezmiş’in idam edildiği ceza evi. Bilinen başbakanlarımızdan Bülent Ecevit’te bu ceza evinde hapis yatmıştır. İçeri girdiğiniz andan itibaren tüyleriniz diken diken oluyor. Şunu söyleyebilirim ki içeride animasyon yaptıkları hücreler falan, hala sizi o dönemlerde hissettiriyor. Konuşmaları duyuyorsunuz. Deliklerden baktığınızda işkenceye uğrayan kişilerin balmumu heykellerini hareketli olarak görebiliyorsunuz. Müzeden çıkarken dar ağacını son olarak görüyorsunuz. Ne kadar anlatsak boş. Gerçekten burası gidip görmeniz gereken bir yer.
Atatürk Orman Çiftliği aslında bizizm ilk hedeflerlerimiz arasındaydı. Yol boyu hep tabelalarını görüyorduk. Ancak bir türlü bulamadık desek yeridir. Biz en iyisi çiftliğin müze bölümüne gidelim dedik. Müze Pazartesileri kapalı. Bunu aklınızda bulundurun. Müzenin bulunduğu yerde bal üretim tesisi var. Ancak Atatürk Orman Çiftliği parkı burası değilmiş. Buranın sol tarafında bulunana eski adıyla ANKAPARK, Atatürk Orman Çiftliği arazisini yok etmişçesine, içerisindeki demir yığınlarıyla birlikte tarihe yaptığı büyük hatanın acısını çeker gibi yanı başında duruyor. Bu atıl durumdaki park bizlerinde korku dolu bakışları altında oradan uzaklaşmamıza sebep olurken içimizi Atatürk Orman Çiftliği arazisinin geldiği bu durum karşısında buruk bir hüzün kaplıyor.
Ancak kararlıyız parkı bulmaya. Denilene göre navigasyonlar artık göstermiyor. Özdemir Kokoreç yazarsanız gidersiniz dedi müze çalışanları. Biz de telefonlarımıza Özdemir Kokoreç yazdık ve çiftliğe ulaştık. Ancak şunu şöyleyeyim kendi mahallemizde bulunan parkın bile yarısı kadar bir park. İçerisinde hayvanlar yok artık. Parkın bir girişi ve bir çıkışı ve yaklaşık 50 metre yürüme alanı kalmış. Biraz üzüldük ama Atatürk Orman Çiftliği ürünlerinin satıldığı mağazayı bulduk ve katkımız olsun diye, çiftliğe ait ürünleri alıp TBMM’ye doğru yola çıktık.
Ulus tarafına hareket edince bizi I. ve II. TBMM karşılıyoruz. Aynı zamanda I. TBMM içerisinde Kurtuluş Savaşı Müzesi de var. I. ve II. Meclis yan yana. Burada Atatürk’e ait bir çok eşyayı görebiliyoruz. II. Meclis balkonundan Cumhuriyet ilan edilmiştir. Tarihe tanıklık yapan bu iki binayı da ziyaret ettikten sonra Atakule’ye doğru ilerliyoruz.
ATAKULE bir alışveriş merkezi. Ankara’yı bu kulenin en üst katına çıkıp seyredebiliyorsunuz. Biz gittiğimizde Kule kapalı idi ancak AVM tarafı açıktı. Akşam yemeğimizi burada yedik ve açık olan terasından ANKARA’yı izleyip günümüzü tamamladık. Sizlerde Kendi gezen rotası eşliğinde Ankara’yı ziyaret edebilir ve 1 günde Ankara’yı gezmenin zevkini yaşayabilirsiniz. Youtube kanalı üzerindeki videomu seyretmeği unutmayın.